Peygamber Efendimize İlk Vahiy Ne Zaman Geldi?

Sözlük anlamı hızlı bir şekilde ve gizlice sessizce söylemek, işaret etmek, ilham etmek esinlenmek anlamındaki vahiy (vahy) terim olarak Bir olan Allah’ın emir ve yasaklarını bir melek tarafından peygamberine gizli olarak bildirmesi anlamındadır. İslam’a göre, …

Sözlük anlamı hızlı bir şekilde ve gizlice sessizce söylemek, işaret etmek, ilham etmek esinlenmek anlamındaki vahiy (vahy) terim olarak Bir olan Allah’ın emir ve yasaklarını bir melek tarafından peygamberine gizli olarak bildirmesi anlamındadır.

İslam’a göre, Muhammed bin Abdullah 40 yaşına yaklaştığında toplumdan uzaklaşarak Nur Dağı’ndaki Hira Mağarası’nda inzivaya çekilmeyi ve burada zaman geçirmeyi adet edinmiş, bu vaziyet 1-2 sene süre gelmiştir. Miladi 610 yılında yani 40 yaşındayken 26. Ramazan’ı 27’sine bağlayan gecede (Kadir gecesinde), Muhammed (s.a.v) geldiğine inanılan ilk vahiy şu şekilde ifade edilmiştir.

Muhammed(a.s), Nur Dağı’nda bulunan Hira Mağarası’nda tefekkür ile  meşgul iken Cebrail isimli melek geldi ve Muhammed (a.s)’a Oku dedi. Muhammed (a.s) “Ben okuma bilmiyorum.” deyince. Cebrail(a.s), Muhammed’i sarıp sıkarak, tekrar “Oku” diye seslendi. Muhammed (a.s) tekrardan okuma bilmediğini söylediğinde, Cebrail (a.s) onu sararak aynı biçimde sıktıktan sonra geri bırakarak Oku! dedi. Muhammed “Ben okuma bilmem, söyle ne okuyayım” diye karşılık verince Cebrail (a.s) Alak Suresindeki  ilk ayetleri ona okudu: “Yaratan Rabbinin adı ile oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri öğretendir.”

Rivayetlere nazaran Cebrail’in kaybolmasının peşinden Muhammed evine dönmek suretiyle yola çıktı, etraftan binlerce ses: “Ey Muhammed selam olsun! Ya Resulullah, sana merhaba olsun!” diyordu. Her seferinde geriye bakıyor,  baktığı yerler de taşlardan ve ağaçlardan başka bir şey görmüyordu. Evine geldiğinde yatağına yattı ve “Beni örtün!” dedi. Uyandığında başından geçenleri Hatice’ye anlattı. Ardından ilk eşi olan Hatice’nin önerisiyle Hatice’nin amcasıda olan Varaka bin Nevfel’in yanına gittiler. Yaşlı ve Hristiyan alimlerden olan Varaka bin Nevfel söylediklerini duyunca “Kuddûs… diye söylendi ve senin bu gördüğün Melektir ve bu melek Yüce Allah’ın (cc) Musa (a.s)’a göndermiş olduğu Cibrildir Ruhu’l-Kudüs’tür  Sen de bu ümmetin peygamberisin. Senin kavmin seni yurdundan çıkaracak keşke o zamanlara yetişebilsem ve sana yarım edebilseydim.

Muhammed’in bu vakadan başlayarak, vefat ettiği sene olan 632’ye kadar aldığına inanılan vahiyler Kur’an’ı oluşturur.

Yorum yapın